‘'Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Harâm ’a çevir.’’
Bakara Sûresi / 149
Mescid-i Harâm Beytullah’ ı kuşatan mescittir. Harâm; korunan ve mukaddes olan, dokunulmazlığı bulunan anlamında bir kelimedir. Mescid-i Harâm bölgesine ‘’harâm’’ adının verilmesi; ihtirâm ve saygının vacip, zararlılar dışındaki canlılarının öldürülmesinin ve bitki örtüsüne zarar verilmesinin haram kılınmış olunması en önemlisi de bu bölgede Allah (c.c.)’ın yasak kıldığı fiillerin olmasındandır. Mülkün sahibi Allah (c.c.) tır. O bir yere kutsal derse, elbette orası kutsaldır. Allah (c.c.)’ın; yerleri ve göğü yarattığı gün harâm kıldığı ve kıyamete kadar da harâm kılacağı Mescid-i Harâm’ın sınırlarını; ilk defa Cibrîl (a.s.) rehberliğinde Hz. İbrâhim (a.s.) belirlemiş, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından yenilenmiş ve sınır noktaları “alem” adı verilen taşlarla işaretlenmiştir. Yasakların geçerli olduğu bu manevi alan 550 km2 ‘dir. Kur’ân-ı Kerîm’de ‘’Mescid-i Harâm’’ on beş yerde geçer. Bu ayetler; Beytullah’ın Müslümanların nihaî kıblesi olarak tayin edilmesini; Mescid-i Harâm’ın, Mekke’nin ve çevresinin her türlü kötülükten korunmuş güvenli bir yer olduğu ve bu bölge ilgili birtakım özel hükümleri konu edinir.
Hem
Mescid-i Harâm’ın
biz Müslümanların inanç dünyamızdaki yerinden
hem dört yüz yıl boyunca ‘’Hâdimü'l-Harameyn’’i resmî unvan olarak taşıyan ecdadımızın
bugünkü görünümünde bergüzârları olmasından;
tasarımımızda
Mescid-i Harâm’ı
işledik.
Yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başlayan orijinal halini
sadece hafızalarımızda değil, somut olarak yanı başımızda da bulundurmayı arzuladık.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.