Osmanlı Boytu
Bir çınar büyüdü Osman Bey’in göğsünde.
Büyüdükçe, yükseldi, yükseldikçe yeşerdi.
Ulu çınarın gölgesinde; dağlar…
Ulu çınarın gölgesinde; nehirler vardı.
Şehirlerde camiler, camilerde ezanlar yükseliyordu.
Çınarın yaprakları uzanıyordu, İstanbul’un üzerine…
Meh-ruyan Osman Bey;
Şeyh Edebali’ nin hanesinde gördü bu rüyayı
ve hane sahibi muştu ile tabir etti duyduklarını.
‘’Çınar; devlettir oğul!’’ dedi.
‘’Sana ve soyuna nasip olacak kutlu bir devlettir!’’
Öyle de oldu.
O gün Söğüt’te yeşeren çınarın boyu boylandı da
gölgesi cihanın bir ucuna dayandı…
Çınarın yüklendiği mânâ kendi ile ötelerden mi gelir
yoksa bu rüyadan sonra mıdır bilinmez lâkin
bundan sonra çınar; ihtişamlı görünümü, asırlık ömrü ile
kök salmıştır medeniyetimize.
Cebren değil kalben fethetmiş Osmanlı da bir ulu çınar olmuştur…
Gölgesinde yetmiş iki milleti gözetmiş ulu bir çınar…
Gölgesi, sadece bulunduğu zamana değil
gelecek zamanlara da yetişmiş,
kurduğu medeniyeti, kültürü ve sanatı ile
günümüzün tam ortasında yeşermiş ulu bir çınar…
Nakkaş Boytu olarak:
Gelenekten geleceğe köprü olma hedefimizi
bir kez daha dile getirerek; onurla…
Nakkaş Boytu
olarak:
‘’Her yeni tasarımımızda bir öncekinden daha iyisini ortaya koymak.’’
olan şiarımızı bir kez daha tekrar ederek; gururla…
İhdâs ettik
Osmanlı Boytu’yu
ve bir ulu çınarı tahayyül ederek tasarladık
Osmanlı Boytu’nun formunu.
Kaidesini; çınarın kökleri,
diğer tüm detayları çınarın dalları,
bu detayları taşıyan gövdeyi ise
çınarın kendisi kabilinden yorumladık.